Secopedia

İstanbul İşbirliği Girişimi

ABD’ni hedef alan 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından tarihinde ilk kez kurucu anlaşmanın 5. Maddesini işleten NATO için bölgesel ortaklıklar ve işbirliği mekanizmalarının önemi artmıştır. Terörizm gibi sınır aşan ve kolektif bir cevap gerektiren tehditler NATO’nun bölgesel ortaklarıyla siyasi ve pratik zeminde daha sıkı bir işbirliği içine girmesi gerektiğini göstermiştir. Bu bağlamda düşünüldüğünde Kuzey Afrika […]

Yazıyı Paylaşın

ABD’ni hedef alan 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından tarihinde ilk kez kurucu anlaşmanın 5. Maddesini işleten NATO için bölgesel ortaklıklar ve işbirliği mekanizmalarının önemi artmıştır. Terörizm gibi sınır aşan ve kolektif bir cevap gerektiren tehditler NATO’nun bölgesel ortaklarıyla siyasi ve pratik zeminde daha sıkı bir işbirliği içine girmesi gerektiğini göstermiştir. Bu bağlamda düşünüldüğünde Kuzey Afrika ve Körfez ülkelerini de kapsayan Büyük Ortadoğu bölgesinde NATO tarafından yeni kurulacak veya pekiştirilecek ortaklıklar örgütün terörizm başta olmak üzere sınır aşan tehditlerle mücadele stratejisinde önemli bir yer tutmaktadır.  

NATO ile Kuzey Afrika ülkelerinin Akdeniz Diyaloğu ile yürüttükleri ortaklık ilişkisinin derinleştirilmesi ve coğrafi olarak Körfez Arap ülkelerini de içine alacak daha kapsamlı ve kurumsal bir ortaklık ilişkisinin kurulması için ilk adım NATO’nun 2004’teki İstanbul zirvesinde atılmıştır. Zirveye Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin de üyeleri olan toplam altı ülke davet edilirken bu üyelerden dördü zirve sonrasındaki süreçte girişimin ortakları arasında yer almayı kabul etmişlerdir. NATO ile Kuveyt, Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında güvenlik konularında işbirliği ve ortaklık ilişkisinin yürütüleceği bir zemin ve çerçeve olarak tanımlanan ve 2004 İstanbul Zirvesi ile hayata geçirilen girişime İstanbul İşbirliği Girişimi denir.

NATO, The Istanbul Cooperation Initiative at 15, https://www.nato.int/docu/review/articles/2019/12/16/the-istanbul-cooperation-initiative-at-15/index.html, 16 Aralik 2019

İstanbul İşbirliği Girişimi, tıpkı NATO’nun diğer ortaklıkları gibi belirli ilkeler üzerine kurulmuş olup yine bu ilkeler çerçevesinde işlemektedir. NATO kaynaklarına göre bu ilkeler doğrultusunda ortaya çıkan işbirliği başlıkları şunlardır: Birincisi NATO ve ortak ülkeler her ülkenin kendi özel şartları dikkate alınarak savunma planlaması, savunma bütçesi, sivil asker ilişkileri ve savunmanın dönüşümü gibi konular üzerinde işbirliği yapacaklardır. İkincisi, NATO ve ortaklık ülkelerinin silahlı kuvvetleri arasında eş güdümlü operasyonları mümkün kılacak biçimde bir işbirliği yapılacak, bu doğrultuda ortaklık ülkelerinin NATO’nun eğitimlerine, bazı tatbikat programlarına ve NATO tarafından yürütülen operasyonlara (hangilerine izin verileceği her vaka için tek tek ve ayrı ayrı karar verilecektir) katılımına izin verilecektir. Üçüncüsü, ortaklık üyeleri ve NATO istihbarat paylaşımı aracılığı ile terörizmle mücadelede işbirliği yapacaklardır. Dördüncüsü, NATO ve ortaklık üyeleri kitle imha silahlarının ve bunları taşıyıcı sistemlerin yayılmasını engellemek konusunda işbirliği yapmayı kabul etmişlerdir. Beşinci işbirliği alanı, terörizm hafif silahların kontrolsüz yayılımı ve kaçakçılık konuları başta olmak üzere sınır güvenliği başlığında özetlenmiştir. Altıncı ve son işbirliği alanı ise doğal afetlere müdahale için sivil acil eylem planı oluşturulması ve bu doğrultuda hazırlıkların yürütülmesidir. Bu maddelerin dışında Bireysel ve Ortaklık İşbirliği Programı aracılığıyla da ortaklık ülkelerinin NATO’yla ikili işbirliği alanları belirleyebilmesinin önü açılmıştır.

NATO ile İstanbul İşbirliği Girişimi ortaklık ülkeleri arasındaki ilişkileri yürütmek amacıyla 29 NATO üyesi 29 ülkenin siyasi müşavirlerinin bulunduğu İstanbul İşbirliği Girişimi Grubu oluşturulmuş, 2011’de bu grubun yerini NATO’nun tüm ortaklık ilişkilerini yürütmekle görevli Siyasi Ortaklıklar Komitesi almıştır. Komite genel olarak ortaklık ilişkilerinin gündemini belirlemek, uygulanmasını sağlamak ve faaliyetlerini Kuzey Atlantik Konseyi başta olmak üzere NATO organlarına raporlamakla sorumludur. 2006’dan itibaren ortaklık ülkeleri tarafından büyükelçiler düzeyinde düzenlenen ve NATO Genel Sekreteri ile Sekreter Yardımcılarının da katıldığı konferanslar işbirliğini geliştirme yönünde ayrıca katkı sağlamışlardır.

Southeastern Europe Security Center (SESC) ,The Istanbul Cooperation Initiative at 15, https://sesecuritycenter.org/the-istanbul-cooperation-initiative-at-15/, 16 Aralık 2019.

İstanbul İşbirliği Girişimi ortaklık ülkeleri ile NATO arasındaki siyasi işbirliği ortaklık ülkelerinin Brüksel’de NATO temsilcilikleri açmalarını, NATO karargahlarına akredite askeri temsilci gönderebilmelerini ve NATO’nun sunduğu akademik ve askeri eğitim öğretim program ve kurslarından faydalanmalarını beraberinde getirmiştir. NATO ile İstanbul İşbirliği Girişimi ortakları NATO misyonlarında da işbirliği yapmışlar ve ortak ülkeler NATO’nun Afganistan ve Libya’daki operasyonlarına destek vermişlerdir. Bu ülkelerden Bahreyn, silahlı kuvvetlerinden bazı özel kuvvetler birimlerini Afganistan’a yollarken, Kuveyt Afganistan operasyonuna katılan tüm ülkelere hava sahasını açmış ve üs kullanım izni vermiştir. Katar Al Udeid Hava üssünü Afganistan’daki operasyona katılan devletlerin kullanımına açarken Birleşik Arap Emirlikleri de hem özel kuvvetlerden bir birimini Afganistan’a yollamış hem de Al Minhad Hava Üssünü müttefiklerin kullanımına açmıştır. 2012 yılında Kuveyt’te kurulan NATO-İstanbul İşbirliği Girişimi bölge merkezi de işbirliğinin bir başka ayağını oluşturmaktadır. Merkez, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi, siber tehditlerle mücadele, enerji güvenliği ve deniz güvenliği gibi alanlarda NATO ve ortaklık üyesi ülkelerin uzmanlarının birlikte çalışmasına olanak sağlamıştır.

NATO’nun İstanbul İşbirliği Girişimi tıpkı Akdeniz Diyaloğu gibi yapısal ve konjonktürel bir takım engellerle boğuşmaktadır. Yapısal problemler içinde en önde gelen sorun Arap-İsrail çatışmasının çözülememesi ve yakın gelecekte çözülme ihtimalinin de yok denecek kadar az olmasıdır. Bu sorun hem ortaklık üyeleri arasında zaman zaman fikir ayrılıklarına sebep olmakta hem de NATO’nun bölgedeki imajına olumsuz etki yapmaktadır. Bölge ülkelerinin NATO ile işbirliğini derinleştirmeye ve geliştirmeye şüpheyle bakmalarının altında yatan en önemli yapısal sorun budur. İkinci önemli sorun, bölge ülkelerine NATO’nun sunabileceği güvenlik garantileri ile ilgilidir. Örgütün alan dışı operasyonları kendi bünyesinde halen tartışılırken, ortaklık ülkelerine güvenlik garantileri verilmesi mümkün değildir. Bu da ortaklık ülkelerinde NATO ile işbirliğinin kazançlarının sorgulanmasına neden olmaktadır. NATO tarafında ise Ortadoğu sorunlarına örgütün dahil olmasına üyelerin pek çoğu taraftar değildir. Suudi Arabistan ve Umman’ın ortaklığa katılmamaları İstanbul İşbirliği Girişimi’nin önündeki bir başka problemdir. Suudi Arabistan bölgesel politikasının gereği ortaklığa katılmamış, Umman ise İran çekincesi yüzünden programa dahil olmamıştır. Ortaklık ülkeleri ile NATO’nun güvenlik gündemlerinin ve kaygılarının kimi zaman örtüşmemesi de bir başka önemli sorundur.  Bu sorun özellikle NATO ile ortaklık ülkelerinin İran, Irak ve Yemen meselelerinde olduğu gibi bölgesel sorunları ele alışlarında ortaya çıkmaktadır.

Daha fazlası için:

Okuma Önerileri:

  • Makale: Cuneyt Yenigun, “Gulf Security, NATO and the Istanbul Cooperation Initiative”, Turkish Journal of Middle Eastern Studies, Cilt 3, No. 2, 2015, s. 13-27.
  • Makale: İlhan Uzgel, “Kronik: İstanbul NATO Zirvesi”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 59, No. 3, 2004, s. 255-260.
  • Makale: Matteo Legrenzi,“NATO in the Gulf: Who is doing whom a favor?”, Middle East Policy, Cilt 14, No. 1, 2007, 69-75.
  • Makale: Pierre Razoux, What Future for NATO’s Istanbul Cooperation Initiative?,NATO Defense College, 2010.

İzleme Önerileri:

Yazıyı Paylaşın
Şevket Ovalı

Doç.Dr. Şevket Ovalı, Lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde 1996 yılında tamamlamıştır. Yüksek lisans derecesini Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’ndan, doktora derecesini ise Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’ndan alan Doç Dr. Ovalı, 2004’ten bu yana Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Bir süre Hollanda Maastricht University College’da lisans ve lisansüstü dersler veren Ovalı’nın başlıca çalışma alanları, uluslararası güvenlik, Türk dış politikası, Türk-Yunan ilişkileri ve Türk-Amerikan ilişkileridir. Doç. Dr. Ovalı, 2010’dan beri Uluslararası İlişkiler Dergisi’nin editörü olarak görev yapmaktadır.

Infocast Projesi
Geleneksel Olmayan Güvenlik Çalışmaları
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Secopedia’da yayımlanan çalışmalarda ifade edilen görüşler yalnızca katkı verenlere aittir ve portal editörleri, yayın kurulu, Global Academy veya UİK tarafından onaylandığı anlamına gelmez.
© Global Academy. All rights reserved. Opinions expressed in works published by Secopedia belong to the contributors and do not imply endorsement by the Global Academy, IRCT, Editorial Board, or the Editors.
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Designed and developed by brain.work