İstikrar Gücü, Bosna-Hersek’te NATO tarafından yürütülen barış koruma faaliyeti çerçevesinde özel olarak oluşturulan kuvvetlerin adıdır. NATO’nun bu ülkede yürüttüğü bu faaliyet ABD’nin Ohio eyaletinde, Dayton askeri üssünde müzakere edilen ve 14 Aralık 1995’te Paris’te imzalanan Dayton Barış Antlaşması’na ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 15 Aralık 1995 tarihli ve 1031 sayılı kararına dayanmaktadır. Bu antlaşmanın askeri […]
Bu İçeriği Paylaşın
Share
Facebook
Twitter
LinkedIn
Email
İstikrar Gücü, Bosna-Hersek’te NATO tarafından yürütülen barış koruma faaliyeti çerçevesinde özel olarak oluşturulan kuvvetlerin adıdır. NATO’nun bu ülkede yürüttüğü bu faaliyet ABD’nin Ohio eyaletinde, Dayton askeri üssünde müzakere edilen ve 14 Aralık 1995’te Paris’te imzalanan Dayton Barış Antlaşması’na ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 15 Aralık 1995 tarihli ve 1031 sayılı kararına dayanmaktadır. Bu antlaşmanın askeri yönünü uygulama görevi verilen NATO, çokuluslu bir güç oluşturarak tarihinin en büyük askeri operasyonunu gerçekleştirmiştir. Bu operasyon, 20 Aralık 1995’te başlayan ve bir yıllık müddeti olan Uygulama Gücü’nün (Implementation Force, IFOR) yerine geçmiştir. Bu da, 1990’ların Soğuk Savaş sonrasında liberal dünya düzenini geliştirme çalışmaları çerçevesinde uluslararası işbirliği ile barış sağlama ve koruma düşüncesi ve çabaları bağlamına yerleşmektedir.
Uygulama Gücü, silahlı güçlerin ayrıştırılması, düşmanlıkların sona erdirilmesi ve ağır silahların öngörülen yerlere taşınması gibi öncül ve asli görevleri tamamlamıştır. Bosna-Hersek içindeki iki entite arasındaki 1400 kilometrelik silahsızlandırılmış iç sınır hattı devriyesi ile ağır silah ve ekipmanın öngörülen yerlerde durmasının kontrolünü sürdürmüştür. Yollar, köprüler, demiryolları ve Saraybosna havalimanı gibi altyapı çalışmalarına katkıda bulunmuştur. Eylül 1996’da genel seçimlerin huzur ve güven içerisinde gerçekleşmesinin ardından IFOR’un görevi sona ermiştir.
Bosna-Hersek’te savaşı bitiren Dayton Barış Anlaşması’nın sonuçlandırılmasının ardından 8-9 Aralık 1995’te Londra’da toplanan Barış Uygulama Konferansı’nda bu Antlaşmaya uluslararası destek oluşturmak amacıyla kurulan ve 55 ülkeden ve çeşitli uluslararası örgütlerden oluşan Barış Uygulama Konseyi (BUK) ile ilişki içerisinde çalışmalarını sürdüren NATO, Kuzey Atlantik Konseyi’nin hazırlamış olduğu iki yıllık bir plan çerçevesinde ve NATO Dışişleri ve Savunma Bakanları’nın toplantısı sonucunda, Bosna-Hersek’te sağlanan istikrarı korumak amaçlı, azaltılmış bir askeri güçle iki yıllık yeni bir görev tanımlaması gerçekleştirmiştir. İstikrar Gücü (SFOR, Stabilisation Force) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 12 Aralık 1996 tarihli 1088 sayılı kararına dayanarak 20 Aralık 1996 itibariyle IFOR’un yasal ardılı olarak görevine başlamıştır ve IFOR’un yaklaşık yarısı düzeyinde bir askeri güce sahip olmuştur.
SFOR gerekli hallerde görevini yerine getirmek ve kendini korumak amaçlı olarak güç kullanımını da içeren ve Birleşmiş Milletler Şartı’nın 7. bölümüne atıfta bulunan sağlam kurallara dayanmaktaydı. SFOR’un asli görevi, barışın konsolide edilmesi için gerekli güvenlik ortamının oluşturulmasıydı. Bu çerçevede görevleri, düşmanlıkların yeniden başlamasının engellenmesi, barış sürecinin ilerlemesine katkıda bulunacak ortamın oluşturulması ve sivil kurumlara yetileri çerçevesinde seçici bir destek sunması olarak tanımlanmıştır.
IFOR ve SFOR’un en önemli özelliklerinden biri içinde NATO üyesi olmayan ülkelerin, hatta Sovyetler Birliği’nin yasal ardılı olması vesilesiyle katılımı ayrıca önemli olan Rusya Federasyonu’nun, dahi yer almasıdır. Arjantin ve Fas gibi ülkelerin katılımının ilgi çekiciliği de not edilmelidir. NATO üyesi olmayan ülkeler de aynı komuta merkez ve mekanizmaları içerisinde bulunmuş ve karar alım süreçlerine de katılmışlardır. Bu anlamda, SFOR Bosna-Hersek’teki savaşa ilgi ve çözüm çabasının uluslararasılığını da gözler önüne seren ve “Uluslararası Topluluk” tartışmalarına olumlu katkı sağlayan bir örnek olmuştur. Avrupa güvenliği ve dünya barışı konularında umutları artıran bir uluslararası işbirliği pratiği sergilemiştir.
Bu bağlamda en önemli konu elbette Rusya’nın katılımı olmuştur. Hele de bugün Ukrayna’da yaşanan feci savaşın yarattığı vahim güvenlik tehditleri ve Rusya’nın söylem ve eylemleri düşünüldüğünde, (akademik) sosyalleşmesini 2000’lerden sonra gerçekleştirmiş olanlar için SFOR’da Rusya’nın varlığı oldukça ilgi çekici görünüyor olmalıdır. Rusya’nın IFOR ve SFOR’a katılımı NATO ve Rusya’nın beraber çalışabilmesinin başarılı bir örneği olarak -hevesle- sunulmuştu. Özel bir ilişki ve iletişime dayanan bu katılım NATO-Rusya işbirliğinin evriminde asal bir nokta olarak -gururla- düşünülüyordu. Sahada Rusya askeri birliğinin Amerikan liderliğindeki çokuluslu tugayın taktik kontrolü altında çalışması günümüz okurlarına inanılmaz geliyor olmalıdır.
Kuzey Atlantik Konseyi, NATO üyesi olmayan ülkelerin de katılımıyla düzenlenen altı aylık toplantılarla SFOR’un faaliyetlerini değerlendirmiştir ve askeri gücün azaltılması ve yer değiştirmesi vb. yeniden yapılandırmalar getirmiştir. SFOR 1997 Yerel Seçimleri, 1998 Genel Seçimleri, 2000 Yerel ve Genel Seçimleri ve Bosna Sırp Cumhuriyeti’ndeki 1997 Gende [EE1] güvenliğin sağlanmasında rol almıştır. Bu çerçevede seçimlerin düzenlenmesinin ana sorumlusu olan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT, OSCE) ile yakın bir işbirliği içinde çalışmıştır. Özellikle silahlanma ve ağır silahların kontrolü konusunda asal faaliyetlerine devam etmiştir. Mülteciler ve yerlerinden edilen insanların geri dönüşlerinde bu konunun ana sorumlusu olan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK, UNHCR) ihtiyaç duyduğu güvenlik desteğini sağlamıştır. Benzer şekilde, Birleşmiş Milletlere bağlı Uluslararası Polis Görev Gücü (UPGG, IPTF) ile ortak çalışmıştır.
2 Aralık 2004’te görevi AB merkezli barış gücü EUFOR’a devreden SFOR’un görev aldığı en sorunlu ve en çok eleştiriye uğradığı konu, savaş suçlularının ele alınmasında Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne destek olmasıdır. Bu görevin ifası geç ve güç olmuştur. SFOR’un mahkemenin soruşturmaları ve toplu mezarların tespiti ve incelenmesi gibi görevlerde güvenlik sağlamakta görece başarılı olmuştur. Aynı zamanda SFOR’un 27 sanığın yakalanmasına öncülük ettiği, bunlara ek olarak üç sanığı da çatışma sonucu ölü ele geçirdiği duyurulmuştur. SFOR, en önemli savaş suçlularından olan Sırp milliyetçisi lider Radovan Karadžić’in yakalanması için 2002’de operasyon düzenlemiştir, fakat yakalanamaması bu konudaki güvensizliği artırmıştır. Sonuçta, Bosna-Hersek’te SFOR da dahil uluslararası barış koruma faaliyetlerinin en önemli başarısı, çatışmaların yeniden başlamasının engellenmesi olmuştur. Sonuç olarak barış korunmuş ve en önemli konu olan can kaybı sona ermiştir.
Daha fazlası için:
Okuma Önerileri
Kitap: Sinem Akgül Açıkmeşe, Cihan Dizdaroğlu, NATO-AB İlişkileri İşbirliği ve Çatışma Dinamikleri, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2013.
Makale: Kostas Ifantis, “Conceptual and Institutional Adaptation of Security: Redefining NATO’s Role Identity and Strategy in the New European Condition”, The Turkish Yearbook of International Relations, Sayı No 26, 1996, s. 1-21. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/845709
İzleme Önerileri
Film: No Man’s Land (Tarafsız Bölge), 2001.
Film: Grbavica, 2006.
İnan Rüma
Dr. İnan Ruma, İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görev yapmaktadır. Akademik derecelerini ODTÜ ve Paris-1 Panthéon-Sorbonne Üniversitesi’nden almıştır. Çeşitli dönemlerde Bosna Hersek ve Kosova’daki AGİT misyonlarında çalıştı. Ekonomi Politik, Balkanlar, Rusya, Avrasya ve artık kaçınılmaz hale gelen Türk Dış Politikası üzerine çalışmaktadır. Doğa ile uyumlu yaşamın, emeğin ve özgürlüğün esas olduğunu düşünüyor.