Secopedia

NATO 2030

NATO 2030, NATO’nun 2021 yılında kabul ettiği vizyon belgesidir. NATO’nun kuruluşunun 70. yılında gerçekleşen 2019 Londra Zirvesi’nde liderler, Genel Sekreter Jens Stoltenberg’ten NATO’yu daha güçlü ve geleceğe uygun hale getirmek amacıyla bir çalışmaya öncülük etmesi talebinde bulundular. Bu talep üzerine Genel Sekreter “güçlü bir ittifakı daha güçlü kılmak” olarak ifade ettiği bir süreç başlattı. Müttefiklerle […]

Yazıyı Paylaşın

NATO 2030, NATO’nun 2021 yılında kabul ettiği vizyon belgesidir. NATO’nun kuruluşunun 70. yılında gerçekleşen 2019 Londra Zirvesi’nde liderler, Genel Sekreter Jens Stoltenberg’ten NATO’yu daha güçlü ve geleceğe uygun hale getirmek amacıyla bir çalışmaya öncülük etmesi talebinde bulundular. Bu talep üzerine Genel Sekreter “güçlü bir ittifakı daha güçlü kılmak” olarak ifade ettiği bir süreç başlattı. Müttefiklerle yoğun istişarelerde bulunmanın yanı sıra hazırlıklar için 10 kişilik bir uzman grubu oluşturdu. Söz konusu uzmanlar grubu çalışmasını, “NATO 2030: Yeni Bir Çağ için Birlik” başlıklı kapsamlı bir rapor şeklinde sonuçlandırdı ve Haziran 2021 Brüksel Zirvesi’nde 2030 gündemi onaylandı.

2030 gündeminin temel konuları, terörizm, siber saldırılar, yıkıcı teknolojiler, iklim değişikliği ile Rusya ve Çin’in uluslararası düzene meydan okumaları dahil olmak üzere öngörülemeyen tehditlerle dolu öngörülemez ve rekabetçi bir uluslararası sistemde daha güçlü durmak şeklinde genelleştirilebilir. Genel Sekreter de NATO 2030 girişimini başlatırken, ittifakı askeri açıdan güçlendirmek, siyasi birliği güçlendirmek ve daha küresel bir yaklaşım benimsemek olarak üç hedef ortaya koymuştur. 

14 Haziran 2021 Brüksel Zirvesi’nde NATO Liderleri
Kaynak: https://www.nato.int/nato2030/

NATO için yeni bir gündeme duyulan ihtiyaç temel olarak Avrupa’nın, Rusya’nın yarattığı tehdit nedeniyle artık güvenli bir yer olmaktan çıkmış olması, Rusya ve Çin’in liberal uluslararası düzeni istikrarsızlaştırmaları, hibrit tehditler, iklim değişikliği gibi yeni güvenlik tehditleriyle zaten halihazırda karmaşık ve istikrasız olan uluslararası sistemin daha da karmaşık ve istikrasız hale gelmiş olmasına dayandırılmıştır (NATO, 2021a). 2030 gündemi NATO için yeni bir stratejik konsept hazırlanması çağrısını da içermekteydi ve 2010 yılında hazırlanmış olan son stratejik konseptin ardından yeni stratejik konsept, 2030 gündeminin kabul edilmesinden bir yıl sonra, 2022 Madrid Zirvesi’nde kabul edildi. İttifak’ın temel amacı ve en büyük sorumluluğunun kolektif savunma olduğu ve Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 5. Maddesi’nin kolektif savunmanın temeli olmaya devam ettiğinin altının çizildiği yeni stratejik konsept, 2030 gündemi ile uyumlu bir içeriğe sahiptir. Buna karşın 2010’daki son stratejik konseptten tamamen farklı bir anlayışı yansıtmaktadır. 2030 gündeminin ortaya çıkmasını tetikleyen uluslararası güvensizlik ortamı, Rusya’nın artık partner değil Avrupa güvenliğine en büyük tehdit olarak tanımlanmış olması ve NATO’nun hibrit tehditlerle başa çıkma kabiliyetini artırması gereği, stratejik konseptin de temel vurgusunu oluşturmaktadır.

NATO 2030 gündemi raporu 14 ana başlıkta toplam 138 öneride bulunmaktadır. Temel olarak öneriler, ittifak içinde siyasi işbirliği ve istişareyi derinleştirmek, caydırıcılık ve savunma kapasitesini güçlendirmek, ittifakın dayanaklılığını (resilience) geliştirmek, teknoloji eşiğini korumak, kurallara dayalı uluslararası düzeni korumak, eğitim ve kapasite geliştirmeyi artırmak, iklim değişikliği ile mücadele etmek, yeni bir stratejik konsept geliştirmek ve son olarak söz konusu amaçları gerçekleştirmek üzere ittifaka ek askeri, sivil ve alt-yapı yatırımları yapmak şeklinde özetlenebilir (NATO, 2021b).

NATO Generali Scaparotti, Rusya Genelkurmay Başkanı General Gerasimov ile Aralık 2018.
Kaynak: https://www.themoscowtimes.com/2019/04/16/russia-and-nato-both-think-time-is-on-their-side-a65274

Başlıklarda NATO’nun 21. Yüzyıldaki siyasi amaçları tanımlanarak ortaya çıkan yeni tehditler karşısında NATO’nun siyasal rolünü güçlendirmek ilk öneri olarak ortaya koyulmuştur (NATO, 2021c). Bu kapsamda NATO’nun Transatlantikte hem kolektif hem bireysel güvenlik bağlamında istişare ve kolektif eylem için en temel ve etkili forum olduğu ifade edilmiş ve bu nedenle bu süreçlerin geliştirilmesi taahhüt edilmiştir. Müttefikler ayrıca, her yıl Dışişleri Bakanları için ek bir toplantı düzenlemeyi ve Ulusal Güvenlik Danışmanları, Siyasi Direktörler ve diğer üst düzey yetkililerin katılacağı farklı formatlarda toplantılar düzenlemeyi kararlaştırmıştır. İkinci olarak yeni tehditler ve bunlar karşısında alınması gereken önlemler sıralanmış ve bunlar yeni stratejik konseptin yönünü belirlemiştir. Rusya’nın Avrupa güvenliği önündeki en önemli tehdit olduğu, yine Rusya’nın Çin ile birlikte uluslararası barışa meydan okuyup kurallara dayalı düzeni bozdukları ifade edilmiş olmakla birlikte ittifakın ilkelerine ve uluslararası düzenin kurallarına uyumlu oldukları sürece her iki ülkeyle de diyaloğa açık olunduğu bildirilmiştir. Buna karşın ittifakın bu iki ülkeden algıladığı tehdidin yeni bir stratejik konsept ihtiyacını doğurduğu da açıktır.

Terörizmle mücadele ve silahların kontrolü, ittifakın güvenlik sağlamadaki temel işlevlerinden birisi olarak tanımlanmıştır. Silahların kontrolü, silahsızlanma ve silahların yayılmasını önleme konusunda NATO geçmişten beri sürdürdüğü çabaları artırmayı ve silahların kontrolü müzakerelerini desteklemeyi taahhüt etmiştir. NATO’nun ana görevlerinin içinde terörizmle mücadeleye yer verilmesi, müttefikler arasındaki istihbarat paylaşımının iyileştirilmesi, terörizmle mücadelede sivil hazırlıklar dahil dayanıklılığın geliştirilmesi konusu öne çıkarılmıştır.

NATO’nun caydırıcılık ve savunmasını güçlendirmek de önemli başlıklardan birisidir. Bu çerçevede ittifak, nükleer, konvansiyonel ve füze savunma yeteneklerinin uygun bir karışımını sürdürme konusunda kararlılık ve NATO’nun 2024 yılına kadar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın %2’sini savunmaya ve yıllık savunma harcamalarının %20’sini de yeni ekipmana harcamaya yönelik taahhüt teyit edilmiştir. 

İttifakın dayanıklılığını artırmak önerisi, yalnızca askeri hazırlıkla sınırlı olmayan, daha geniş limanlar ve havaalanları, yakıt kaynakları, gıda ve tıbbi ekipman ve 5G gibi telekomünikasyon ağları dahil olmak üzere kritik altyapının durumu gibi alanlara odaklanarak toplumların dayanaklılığını içeren bir yaklaşımla benimsenmiştir.

Yeni ve yıkıcı teknolojiler olarak ifade edilen yapay zeka, veri ve bilgi işlem, otonom sistemler, kuantum özellikli teknolojiler, biyoteknoloji, hipersonik teknoloji alanlarında NATO’nun üstünlüğünü sağlamak için bir uygulama stratejisi benimsenmesi ile Kuzey Atlantik için Savunma İnovasyon Hızlandırıcısı (DIANA) projesini başlatmak ve ittifak genelinde inovasyonu desteklemek için çok uluslu bir risk sermayesi fonu kurmak da NATO’nun 2030 gündeminde yer almıştır.

İklim değişikliğinin güvenlik üzerindeki olumsuz etkileri ve buna karşı önlemler de 2030 gündeminde önemli bir yer kaplamaktadır. Bu kapsamda bir yandan iklim değişikliğinin sonucu olarak ittifakın aşırı sıcak ve soğuk, deniz seviyesinin yükselmesi, doğal afetler dahil her koşulda çalışmaya devam edecek şekilde adaptasyonunu hızlandırmak, bir yandan da NATO olarak iklim değişikliği riskinin azaltılması için askeri emisyonların azaltılması, yeşil ordular, fosil yakıt kaynaklarına bağımlılığı azaltmak gibi önlemlerin alınması taahhüt edilmektedir.

“Komşuları daha istikrarlı olduğunda NATO da daha güvende” şiarıyla terörle mücadele, istikrar sağlama, hibrit saldırılara karşı koyma, kriz yönetimi, barışı koruma ve savunma reformu gibi alanlarda NATO ortaklarının kapasitesini geliştirmek ve eğitimleri artırmak da 2030 gündeminin ana konularındandır.

Tüm bu hedeflere ulaşmak amacıyla ittifakın ek kaynaklara ihtiyacı olduğu belirlendikten sonra 2023’ten başlayarak gerekli NATO ortak finansmanı da dahil olmak üzere kaynakların artırılması ve bu konuda istişarelerin başlatılması da 2030 gündemiyle kararlaştırılmıştır.

NATO 2030 gündemi, ittifakın yeni stratejik konseptinin de belirleyicisi olarak her açıdan ittifakın tarihinde bir dönüm noktası niteliği taşımaktadır. Soğuk Savaş sonrasında Rusya, ilk kez açıkça Avrupa güvenliğine yönelik en temel ve doğrudan tehdit olarak tanımlanmış, NATO tarihinin en kritik genişleme kararı, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği, stratejik konseptin kabul edildiği Madrid Zirvesi’nde alınmış ve NATO uluslararası sistem yeniden şekillenirken küresel bir örgüte dönüşme kararlılığında olduğunu göstermiştir.

Daha Fazlası İçin

Okuma Önerileri:

İzleme Önerileri:

Yazıyı Paylaşın
Fulya Aksu

Doç. Dr. Fulya Aksu, İstanbul Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Doktora derecesini 2011 yılında Ankara Üniversitesi’nden ‘Dış Politika ve Kimlik: İnşacı Perspektiften Türk Dış Politikasının Analizi’ başlıklı teziyle alan Aksu’nun akademik ilgi ve çalışma alanları, uluslararası ilişkiler teorileri, savaş ve güvenlik çalışmaları ile Türk dış politikasıdır. Doç. Dr. Aksu’nun bu alanlarda, aralarında ‘The Transatlantic Link in Turkey’s Middle Power Identity’, ‘İlkçağlardan Günümüze Haklı Savaş’, ‘Türkiye’de Güvenlik: Algı, Politika, Yapı’, ‘NATO’nun Stratejik Konseptleri’ başlıklı çalışmaları bulunan birçok yayını mevcuttur.

Infocast Projesi
Geleneksel Olmayan Güvenlik Çalışmaları
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Secopedia’da yayımlanan çalışmalarda ifade edilen görüşler yalnızca yazarlara aittir ve portal editörleri, yayın kurulu, Global Academy veya UİK tarafından onaylandığı anlamına gelmez.
© Global Academy. All rights reserved. Opinions expressed in works published by Secopedia belong to the authors and do not imply endorsement by the Global Academy, IRCT, Editorial Board, or the Editors.
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Designed and developed by brain.work