Secopedia

Gayrinizami Harp

Savaşların geleneksel olarak devletlerin düzenli silahlı kuvvetleri arasında gerçekleştiği kabul edilmektedir. Konvansiyonel savaşlar devletlerin askeri ya da siyasi hedeflere ulaşmak için düzenli ve üniformalı ulusal birliklerle yürüttükleri savaşlardır.  Gerçekten de tarihin büyük çoğunluğu boyunca savaşlar, ordular arasında ve temelde cephe savaşları olarak gerçekleşmiştir. Ancak 20. yüzyıldan itibaren savaşın bu doğası değişime uğramaya başlamıştır. Bu değişimle […]

Yazıyı Paylaşın

Savaşların geleneksel olarak devletlerin düzenli silahlı kuvvetleri arasında gerçekleştiği kabul edilmektedir. Konvansiyonel savaşlar devletlerin askeri ya da siyasi hedeflere ulaşmak için düzenli ve üniformalı ulusal birliklerle yürüttükleri savaşlardır.  Gerçekten de tarihin büyük çoğunluğu boyunca savaşlar, ordular arasında ve temelde cephe savaşları olarak gerçekleşmiştir. Ancak 20. yüzyıldan itibaren savaşın bu doğası değişime uğramaya başlamıştır. Bu değişimle birlikte devletler daha önce savaşma biçimleri arasında yer almayan yeni uygulamalarla karşılaşmış, kendileri de zaman içinde bu faaliyetleri düzenli, sistematik ve hatta kurumsal hale getirerek gerekli durumlarda uygulamaya başlamıştır. Böylece 19. yüzyıl sonlarından itibaren yavaş yavaş casusluk, direniş hareketleri, devrimci savaş, karşıdevrimci savaş, ayaklanma, ayaklanmaya karşı koyma, gerilla savaşı, komando baskınları, terör, karşı terör, suikast, sabotaj gibi faaliyetler savaşlarda hedefe ulaşmanın sık kullanılan araçları haline gelmiştir.

Devletler daha sonra gayrinizami harp olarak adlandırılacak unsurlardan bazılarını yüzyıllardır uyguluyor olsalar da bunların yoğun olarak kullanılması 19. yüzyıl sonlarını bulmuş, sistematik hale gelmesi ise I. Dünya Savaşı sürecinde gerçekleşmiştir. 19. yüzyılın sonlarına yaklaşılırken İngiltere ve Rus İmparatorluğu’nun Orta ve Güney Asya’nın kontrolü için girdikleri ve Büyük Oyun olarak adlandırılan rekabette gizli servis faaliyetleri başta olmak üzere kullandıkları yöntemler, gayrinizami harbin bu süreçteki ilk örneklerinden biri kabul edilmektedir. Yine I. Dünya Savaşı sırasında İngiltere Arabistanlı Lawrence olarak bilinenT.E. Lawrence aracılığıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun Arap vilayetlerinde hem casusluk faaliyetleri yürütmüş hem de Osmanlı karşıtı ayaklanmalarda rol oynamıştır. Balkan Savaşları sırasında Osmanlı İmparatorluğu’nda kurulan Teşkilat-ı Mahsusa’nın yürüttüğü istihbarat, suikast, gerilla savaşı, sabotaj gibi faaliyetler de bu dönemin gayrinizami harp örnekleri arasındadır. Bu faaliyetler I. Dünya Savaşı sırasında da devam etmiştir. Kurtuluş Savaşı sırsında kurulan Kuva-yi Milliye de benzer bir model izlemiştir. Bölgeden bölgeye değişiklik göstermekle birlikte çete ve gerilla savaşları, sabotaj faaliyetleri bu dönemde de devam etmiştir.

Arabistanlı Lawrence – T.E. Lawrence https://www.britannica.com/topic/guerrilla-warfare/Counterguerrilla-warfare

II. Dünya Savaşına gelindiğinde ise gayrinizami harp unsurlarında hem çeşitlenmeye hem de kurumsallaşmaya gidilmiştir. Bütün devletler bu süreçte özel operasyon birimleri ve istihbarat servisleri aracılığıyla başta askeri olmak üzere siyasi ve ekonomik enformasyon toplama, propaganda, sabotaj, suikast ve hatta gerilla savaşı gibi yöntemlere başvurmuşlardır. Bunlara ek olarak düzenli ordular dışındaki gruplar da gayrinizami harp unsurlarıyla savaşta yer alarak savaşın gidişatını etkileyen önemli roller üstlenmişlerdir. Fransa, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Sovyetler Birliği gibi ülkelerde direniş örgütleri ve partizan grupları düzenli olmayan birlikler ve taktiklerle Mihver devletlerine karşı koymuşlardır. Bu gruplar tarafından yürütülen istihbarat, suikast, gerilla savaşı gibi gayrinizami savaş yöntemleri müttefikler tarafından da desteklenmiştir. Amerikan, İngiliz ve Fransız özel birimlerinin yanı sıra Belçika ve Hollanda’nın da katıldığı Jedburg Operasyonu ile Fransa’ya paraşütle inen paramiliter birlikler, Fransa, Hollanda ve Belçika’da direniş hareketlerini desteklemek, bu hareketlerle müttefikler arasında bağlantı kurmak, gerilla savaşı sürdürmek ve Alman iletişim hatlarını sabote etmek gibi görevler üstlenmişlerdi. Bu operasyonla ayrıca direnişçilere silah ve mühimmat da sağlanmıştır. Böylece devletlerin yürüttükleri gayrinizami savaşın boyutları da büyümüştür.

Görevi Fransa’daki Alman tedarik hatlarını dağıtmak olan Jedburg takımı                    https://www.thetimes.co.uk/article/jacques-le-bel-count-de-penguilly-6sbsm8fcvr8

Soğuk Savaş dönemi, gayrinizami harbe devletlerarası çatışmalardan daha çok rastlanılan bir dönem olmuştur. Her ne kadar ABD ve Sovyetler Birliği bu dönem boyunca birbirleriyle askeri olarak karşı karşıya gelmekten kaçınmış olsalar da gayrinizami harp biçimlerine sıklıkla başvurmuşlardır. Bununla birlikte bu dönemde gayrinizami harp çoğunlukla ayaklanmalar, iç savaşlar ve devrimci hareketler üzerinden gerçekleşmiştir. Herhangi bir devleti tek başına temsil etmeyen ve düzenli askeri birliklere sahip olmayan bu gruplar silahlı direniş, gerilla savaşı ve terör gibi gayrinizami harp teknikleri kullanmaktaydılar. Bu gruplar kimi zaman karşı çıktıkları devletin silahlı birliklerine karşı, kimi zaman ise yine kendileriyle aynı yöntemleri kullanan gruplarla çatışmışlardır. Her iki durumda da söz konusu olan gayrinizami harptir. Taraflardan herhangi birinin ideolojik bir arka planla hareket ediyor olması ise dünyanın iki ideolojik kampa bölündüğü Soğuk Savaş döneminde yabancı devletlerin ve hatta bazen iki süper güçten birinin ya da her ikisinin de bu savaş içinde yer almasını beraberinde getirmiştir. 1952 yılında ABD ordusunda kurulan Özel Harekat Birliğinin görevleri arasında da yer alan gayrinizami harp, Amerikan askeri doktrininde yabancı bir ülkedeki ayaklanma ya da direniş hareketinin bir hükümeti ya da işgalci gücü zorlamak, bölmek ya da devrilmesini sağlamak için düşman bölgede yeraltı, yedek ya da gerilla kuvvetleri aracılığıyla yürüttükleri aktiviteler olarak tanımlanmaktadır. Soğuk Savaş koşullarında ABD, dahil olduğu gayrinizami harplerde Batı bloğunun etki alanını genişletmek, korumak ve Doğu bloğunun bunu yapmasına engel olmak üzere hareket etmiştir, diğer yandan aynı durum Sovyetler Birliği için de geçerlidir. Bu bağlamda ABD’nin Vietnam, Sovyetler Birliği’nin de Afganistan’da dahil olduğu savaşlar bunun örnekleridir. Bu yapı Soğuk Savaş sonrası dönemde de devam etmiştir.

Vietnam’da Montagnardlara eğitim veren ABD askeri https://www.britannica.com/topic/guerrilla-warfare/Counterguerrilla-warfare

Soğuk Savaş sonrası dönemde de çatışmaların büyük çoğunluğu devletlerarası savaşlardan çok gayrinizami harp şeklinde gerçekleşmiştir. İç savaşlar, etnik çatışmalar, ayaklanmalar ve terör eylemleri çatışma dinamiklerinin kendilerini en sık dışa vurdukları biçimler olmuştur. Bu çatışmaların büyük çoğunluğunda taraflardan en azından biri düzenli ordu birliklerinden oluşmamakta, bütün bir ülke ya da bölge çatışmanın sahası haline gelmekte ve yürütülen savaşlar da gayrinizami olmaktadır. Yabancı devletler de kimi zaman tek taraflı kimi zaman ise uluslararası koalisyonlar aracılığıyla bu savaşların bir parçası olmaya devam etmektedir. Bu tip savaşların sivil halk da dahil olmak üzere çok geniş kesimleri tehdit etmeleri ve hatta çoğu zaman onları hedef almaları, öngörülemez olmaları, hiçbir hukuk ve anlaşmayla bağlı olmamaları savaşın boyutlarını tehlikeli biçimde genişletmekte ve büyük bir güvenlik tehdidi ortaya çıkarmaktadır.

Daha Fazlası İçin

Okuma Önerileri:

  • Kitap: Mark Bowden, Black Hawk Down: A Story of Modern War, New York, New American Library, 1999.
  • Kitap: Peter Hopkirk, İstanbul’un Doğusunda Büyük Oyun, çev. Cem Küçük, İstanbul, İnkılap Kitabevi, 2009.
  • Makale: Joseph L. Votel, Charles T. Cleveland, Charles T. Connett ve Will Irwin, “Unconventional warfare in the gray zone”, Joint Forces Quarterly, Cilt 80, No. 1, 2016, s. 101-109.
  • Roman: Kemal Tahir, Yorgun Savaşçı, İstanbul, İthaki Yayınları, 2018.

İzleme Önerileri:

  • Film: The Bridge On The River Kwai (Kwai Köprüsü), 1957.
  • Film: Lawrence of Arabia (Arabistanlı Lawrence), 1962.
  • Film: Apocalypse Now (Kıyamet), 1979.
  • Film: Inglourious Bastards (Soysuzlar Çetesi), 2009.

Dinleme Önerileri:

Yazıyı Paylaşın
Fulya Aksu

Doç. Dr. Fulya Aksu, İstanbul Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Doktora derecesini 2011 yılında Ankara Üniversitesi’nden ‘Dış Politika ve Kimlik: İnşacı Perspektiften Türk Dış Politikasının Analizi’ başlıklı teziyle alan Aksu’nun akademik ilgi ve çalışma alanları, uluslararası ilişkiler teorileri, savaş ve güvenlik çalışmaları ile Türk dış politikasıdır. Doç. Dr. Aksu’nun bu alanlarda, aralarında ‘The Transatlantic Link in Turkey’s Middle Power Identity’, ‘İlkçağlardan Günümüze Haklı Savaş’, ‘Türkiye’de Güvenlik: Algı, Politika, Yapı’, ‘NATO’nun Stratejik Konseptleri’ başlıklı çalışmaları bulunan birçok yayını mevcuttur.

Infocast Projesi
Geleneksel Olmayan Güvenlik Çalışmaları
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Secopedia’da yayımlanan çalışmalarda ifade edilen görüşler yalnızca yazarlara aittir ve portal editörleri, yayın kurulu, Global Academy veya UİK tarafından onaylandığı anlamına gelmez.
© Global Academy. All rights reserved. Opinions expressed in works published by Secopedia belong to the authors and do not imply endorsement by the Global Academy, IRCT, Editorial Board, or the Editors.
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Designed and developed by brain.work