İnsansız Hava Aracı
İnsansız Hava Aracı
İnsansız Hava Aracı (İHA) terimi, İngilizce Unmanned Aerial Vehicle (UAV) teriminin karşılığı olarak üretilmiştir. Drone olarak da tanımlanan bu araçlar, bir pilot tarafından uçurulan konvansiyonel hava araçlarının aksine ya uzaktan kumanda yoluyla ya da kendi üstündeki bilgisayar ve sensörlerce otonom olarak yönlendirilir.
İHA’lar 20. Yüzyılın başından itibaren geliştirilmiş ve çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. 1. Dünya Savaşı sonrasına dek, teknolojinin yetersizliği deneysel uygulamalardan öteye gidilememesine neden olmuştur. 1930’lu yıllarda ABD, İngiltere, Almanya ve Sovyetler Birliği, uçaksavar birliklerinin eğitimi için hedef drone’ları üretmeye başlamıştır. Nitekim drone ismi de ABD tarafından 2. Dünya Savaşı sırasında üretilen hedef drone’larının kuyruklarının siyah çizgilerle işaretlenmeleri nedeniyle arıları hatırlatmaları ve uğultulu motor sesleri nedeniyle verilmiştir.
Soğuk Savaş’ın yoğunlaştığı 1950’li yıllarda hava savunma birimlerinin eğitimi için kullanılan ilk jet motorlu hedef drone’ları geliştirilmiştir. 1964 Tonkin Körfezi çatışmasından sonra ABD’nin Vietnam Savaşı’na doğrudan müdahil olması ile ABD’nin ürettiği İHA’lar ilk defa muharebe koşullarında keşif amacıyla kullanılmıştır. Lockheed Martin tarafından üretilen bu İHA’lar Çin üzerinde keşif uçuşları gerçekleştirmiş ve bir kısmı da düşürülmüştür. 1970’lere gelindiğinde ABD, Vietnam Savaşı sırasında keşif amacıyla çok sayıda İHA kullandığını açıklamıştır. 1973 Yom Kippur Savaşı sırasında İsrail, Mısır hava savunmasını yanıltmak için İHA’lardan yararlanmış, bu savaştan sonra İsrail İHA alanındaki araştırma-geliştirme çabalarına hem kamu hem de özel sektör üzerinden devam ederek dünyanın önde gelen İHA üreticilerinden biri haline gelmiştir. İsrail 1982 yılında Lübnan’ı işgali sırasında da Suriye hava savunma radarlarını şaşırtmak ve nötralize etmek için dronelardan yararlanacaktır.
İHA’ların savaş alanında daha önemli roller edinmesi 1980’lerden itibaren motor, aviyonik, bilgi işlem ve sinyal kontrolü alanlarındaki teknolojik gelişmeler sayesinde mümkün olmuştur. İsrail’in bu alandaki teknolojik hamlelerini takip eden ve geliştiren ABD, pilotlu uçaklara daha ucuz ve risksiz bir alternatif teşkil eden İHA’ları 1990’lardan itibaren giderek artan ölçüde kullanırken, keşif ve hedef dronu olmanın ötesinde faydalı silah yükü taşıyan yeni bir tür olarak Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ortaya çıkmıştır.
İsrailli bir uçak mühendisi olan Abraham Karem, 1970’lerde İsrail Hava Savunma Sanayii (IAI) için çalıştıktan sonra 1980’de ABD’ye yerleşmiş ve burada Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı (Defence Advanced Projects Agency DARPA) ve CIA’in sağladığı fonlarla gerçek zamanlı olarak uzaktan kontrol edilebilecek faydalı silah yükü taşıyabilen bir drone üzerinde çalışmaya başlamıştır. Karem’in 1981 yılında ürettiği Albatros adlı İHA, 56 saat havada kalabiliyordu. Daha sonra ürettiği uçuş kontrol bilgisayarı Gnat 750 ise İHA’ların gerçek zamanlı ve hassas uzaktan kumandasını mümkün kılmıştı. Karem bu teknolojileri geliştirdiği şirketini, ABD’nin havacılık devlerinden Hughes Havacılığa sattı. Hughes ise şirketi General Atomics’e devretti, ama Karem danışman olarak hizmet etmeye devam etti. Karem’in geliştirdiği Amber adlı bir drone, 1990’ların başında CIA’in dikkatini çekti. 1993’te Bosna üzerinde uydudan elde edilen istihbaratı yetersiz bulan dönemin CIA Direktörü James Woolsey, General Atomics ve Karem’den bu işi pilotlu uçakları riske atmadan daha etkin biçimde yapacak bir İHA çözümü üretmelerini istedi. Ocak 1994’te imzalanan kontratla başlayan çalışmalar, Temmuz ayında Kaliforniya’nın Mojave Çölü’nde ilk test uçuşlarını tamamlayan General Atomics MQ-1 Predator dronunu ortaya çıkardı. İlk olarak Bosna üzerinde keşif uçuşlarına başlayan Predator dronu, 1995 yılından itibaren ABD Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri ve CIA tarafından uçurulmuştur. 1999 Kosova Savaşı sırasında Predator, ilk defa havadan yere hellfire füzelerini muharebe koşullarında kullanmıştır. Pervaneli bir motora sahip olan Predator, ses altı hızda ve orta irtifada uzun süreler uçabilmekteydi. Gerçek zamanlı olarak uzaktan kumanda edilebilen Predator, taşıdığı keşif sensörleri ve füzeler sayesinde pilotları ve çok daha pahalı insanlı uçakları tehlikeye atmadan yüksek risk taşıyan operasyonları maliyet etkin biçimde yürüterek ilk başarılı ve yaygın olarak bilinen SİHA olmuştur.
2000’li yıllarda özellikle elektrikli motorların ve bilgi işlem sistemlerinin gelişmesi, buna paralel olarak yüksek hızlı 3G ve ardından 5G frekanslarında bağlantının mümkün hale gelmesi, drone teknolojisinin ticarileşmesine yol açmıştır. Quadkopter tipi eğlence, yarış ya da fotoğrafçılık amaçlı drone’lar hızla yaygınlaşırken, faydalı yük kapasitesi daha yüksek ticari drone’lardan da özellikle acil durumlarda hızlı taşımacılık için faydalanılmaya başlanmıştır.
İHA’ların sivil ticari yaygınlığı sektörün büyüme ve gelişmesine katkı sağlasa da, İHA teknolojisinde ilerlemenin kaynağı halen askeri alandaki taleptir. 2000’li yıllarda ABD, İsrail, Rusya gibi eski İHA üreticilerine Çin, İran, Türkiye gibi yeni üretici ülkeler katılmıştır. Türkiye, 1990’larda İsrail ile savunma işbirliği anlaşması çerçevesinde edindiği Heron tipi drone’ların ardından 2000’li yıllarda kamu ve özel sektör çabaları ile kendi özgün İHA ve SİHA’larını geliştirmiştir. Bunlardan özel sektörün geliştirdiği Bayraktar TB2 SİHA, hem Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı, hem de ihraç edildiği Azerbaycan ve Ukrayna gibi ülkelerce muharebe koşullarında başarıyla görev yapmıştır. Halen devam eden Ukrayna Savaşı’nda Ukrayna tarafı Bayraktar TB2 de dahil olmak üzere çok sayı ve tipte batı menşeili İHA ve SİHA kullanırken, Rusya da Sovyetler Birliği zamanından envanterinde eski tip droneların yanı sıra İran’dan tedarik ettiği drone’ları kullanmaktadır.
Günümüzde dronelar günlük hayatın bir parçası haline gelmiştir. Trafik kontrolünden zirai ilaçlamaya, paket tesliminden doğa fotoğrafçılığına çeşitli boy ve kabiliyetlerde dronelar sivil amaçlarla kullanılmaktadır. Drone üretimi, sahipliği ve pilotluğu, ülkelerin ilgili sivil havacılık otoritelerince konulan kurallar çerçevesinde düzenlenmektedir. Askeri droneları irtifa, menzil ve kabiliyetleri açısından aşağıdaki sınıflarda değerlendirmek mümkündür:
Daha fazlası için:
Okuma Önerileri
İzleme Önerileri
Dinleme Önerileri
Görüntülenme Sayısı: 304