Secopedia

İnsan Ticareti

İnsan ticareti, bireylerin çalıştırma, cinsel sömürü veya başkalarının maddi çıkar sağladığı faaliyetler amacıyla zorla veya aldatma yoluyla yasadışı olarak kaçırılmasıdır. İnsan ticareti yerine, insan kaçakçılığı terimi de yaygın olarak kullanılmakla birlikte ikisi arasında önemli bir fark bulunmaktadır. İnsan kaçakçılığı, (human smuggling) göçmen kaçakçılığı bağlamında, bir ülkeye yasa dışı giriş elde etmek için bir kaçakçıya para […]

Yazıyı Paylaşın

İnsan ticareti, bireylerin çalıştırma, cinsel sömürü veya başkalarının maddi çıkar sağladığı faaliyetler amacıyla zorla veya aldatma yoluyla yasadışı olarak kaçırılmasıdır. İnsan ticareti yerine, insan kaçakçılığı terimi de yaygın olarak kullanılmakla birlikte ikisi arasında önemli bir fark bulunmaktadır. İnsan kaçakçılığı, (human smuggling) göçmen kaçakçılığı bağlamında, bir ülkeye yasa dışı giriş elde etmek için bir kaçakçıya para ödeyen gönüllü kimseleri kapsarken, insan ticareti (human trafficking) mağdurları kandırılmakta ve/veya zorlanmaktadır.

İnsan ticareti, büyüyen bir uluslararası sorun olarak kabul edilmesine rağmen onun uluslararası alanda kabul gören bir tanımı yoktur. Birleşmiş Milletler’in (BM) Aralık 2000 tarihinde kabul edilen “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” ekinde yer alan “İnsan Kaçakçılığının, Özellikle Kadın ve Çocuk Kaçakçılığının Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol’de” (Palermo Protokolü) yer alan tanım, en yaygın kabul gören tanım olarak kullanılabilir. Palermo Protokolü’nün 3. Maddesi’nde verilen tanıma göre insan ticareti, kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidi ile veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma kişinin çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması” anlamına gelir. (UNODC, 2021)

Yine aynı sözleşmede de yer aldığı şekilde insan ticareti, seks ticareti, emek kaçakçılığı ve organların alınması olmak üzere üç ana kategoriye ayrılmaktadır. BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) 2020 yılı raporuna göre küresel insan ticareti içinde %50 ile en fazla yeri seks ticareti almakta ve bunu %38 ile emek kaçakçılığı takip etmektedir. Bunlara seks ve eğlence sektörlerinde ve ev işçisi olarak zorla çalıştırılma dahildir. Mağdurlar fabrikalarda, şantiyelerde veya tarım sektöründe ücretsiz veya yetersiz bir maaşla, şiddet korkusuyla ve çoğu zaman insanlık dışı koşullarda çalışmaya zorlanmaktadır.  Geri kalan %12’lik kısım ise suça yöneltme, çocukları asker olarak kullanma, zorla evlilik ve organların alınması gibi diğer insan ticareti biçimlerini içermektedir. Mağdurların %48’ini kadınlar, %19’unu kız çocukları oluştururken, erkekler %20, erkek çocuklar ise%15’ini oluşturmaktadır. İnsan ticareti mağdurlarının daha çok kadınlar ve çocuklardan oluştuğu açıktır. İnsan ticareti mağdurları arasında çocukların payı son 15 yılda üç kat artmıştır. Küresel olarak tespit edilen her üç kurbandan biri çocuktur (UNODC, 2020). Söz konusu yüzdelerin toplamda insan ticaretine maruz kalan 25 milyon insanı yansıtmakta olduğu düşünüldüğünde, insan ticaretinin boyutları daha net ortaya çıkmaktadır.

İnsan tacirleri fiziksel ve cinsel taciz, şantaj, duygusal manipülasyon gibi yöntemler kullanmaktadırlar. Kurbanlarını insan onuru ve hakları gözetilmeksizin maddi kazanç için kullanılabilecek ve satılabilecek mallar olarak gören insan tacirleri, farklı biçimlerde kar edebilmektedirler. Bir tarafta kurbanlar satılarak kar elde edilirken, diğer yandan sömürü aşamasında kurbandan yararlanılan hizmetlerin üçüncü şahıslara satılmasından veya doğrudan mağdurların ücretsiz hizmetlerinden de kar elde edilmektedir. Mağdurlar tacirlerle kendi ülkelerinde, göç sırasında veya yabancı ülkedeyken karşılaşabilmektedirler.

Köleliğin artık tarih kitaplarının bir konusu olarak düşünüldüğü bir dönemde, 21. yüzyılda insan ticaretinin en önemli uluslararası sorunlar arasına yerleşmesinin en temel nedeni mağdurların içinde bulunduğu olumsuz koşullardır. Bu kapsamda yoksulluk, çatışma gibi sistemsel eşitsizlikleri yansıtan siyasi ve ekonomik sorunlar ile kültürel normlardan söz edilebilir. Bu koşullar  insanları çaresizliğe itmekte, insan tacirleri de bu çaresizlikler üzerinden sömürülerini gerçekleştirmektedir. Daha spesifik olarak çatışma, zorla yerinden edilme, aşırı yoksulluk, eğitim ve iş fırsatlarına erişim eksikliği, şiddet ve çocuk evlilikleri gibi sosyal yapılar bireyleri insan ticareti kurbanları haline getirmektedir. Tacirler, şiddet ve çatışmadan kaçan, yoksulluk içinde yaşayan, iş ve eğitim olanağı olmayan çaresiz insanları seçmektedir.

Küresel eşitsizliklerin giderilmesi, yoksulluk ve çatışmanın önlenmesi gibi insan ticareti ile sınırlı olmayıp uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden unsurlarla mücadele edilmesi, insan ticareti ile mücadelede  esastır. Buna karşın özel olarak insan ticareti ile mücadele stratejileri de geliştirilmektedir. Bu stratejiler anılan daha temel sorunların çözümü için de katkı niteliğindedir. Birleşmiş Milletler, Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar insan ticareti ile mücadele stratejilerine öncülük etmekte, aynı zamanda devletleri de kendi stratejileri ile uluslararası mücadeleye katkı yapmaya yöneltmektedirler. Örneğin AB, 2021 yılında mevcut stratejisini güçlendirmek üzere, özellikle kadınları ve çocukları merkeze alan “İnsan Ticareti ile Mücadele Stratejisi”ni yayınlamıştır. Strateji, insan ticareti suçunu önlememeye ve mağdurlara yardım etmeye yönelik tedbirlerin yanı sıra, çevrimiçi ve çevrimdışı organize suç yapıları ile mücadele etmeye ve çok-taraflı işbirliğini geliştirmeye odaklanmaktadır. Bu noktada insan ticaretinde dijital araçların kullanımı öne çıkmaktadır. BM’in insan ticaretiyle mücadele yaklaşımında da teknolojinin etkisi vurgulanmakta. İnsanları sahte iş teklifleri ve vaatlerle kandıran ve daha sonra onları kar amaçlı kullanan insan tacirlerinin, dijital teknolojilerden yararlandıkları açıktır. BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) tarafından yürütülen araştırmalar, mağdurların kişisel bilgilerinin ve insanların konumlarına ilişkin ayrıntıların kolayca bulunabildiği sosyal medya ve çevrimiçi platformlar aracılığıyla nasıl hedef alındığını göstermektedir (UN Successful Strategies for Addressing the use of Technology to Facilitate Trafficking in Persons).

İnsan ticareti genellikle göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, kara para aklama, siber suçlar ve diğer örgütlü suç biçimleriyle bağlantılıdır. BM insan ticaretini sınıraşan örgütlü suçlar arasında saymaktadır. Bu nedenle uluslararası işbirliği, insan ticaretiyle mücadelede çok önemlidir. İnsan Ticaretine karşı mücadele kapsamında bağlayıcı ilk uluslararası belge olan Palermo protokolü 178 devlet tarafından imzalanmıştır ve bu kapsamda devletler kendi ulusal mücadele stratejilerini de geliştirilmektedir. Ancak insan ticaretiyle mücadelede en önemli sorunlardan birisi, insan ticareti mağdurlarının göçmen kaçakçılığı çerçevesinde yasadışı göçmenler ya da yasadışı fuhuş yapan kişiler olarak ele alınmaları dolayısıyla suçun özünün, yani mağdurların zorla ya da kandırılarak birer mal olarak alınıp satıldıkları gerçeğinin, göz ardı edilmesidir.

Daha Fazlası İçin:

Okuma Önerileri:

İzleme Önerileri:

  • Film: Lilya 4-Ever, (Daima Lilya), 2002.
  • Film: Trade, (Satılık Çocuklar), 2007.
Yazıyı Paylaşın
Fulya Aksu

Doç. Dr. Fulya Aksu, İstanbul Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Doktora derecesini 2011 yılında Ankara Üniversitesi’nden ‘Dış Politika ve Kimlik: İnşacı Perspektiften Türk Dış Politikasının Analizi’ başlıklı teziyle alan Aksu’nun akademik ilgi ve çalışma alanları, uluslararası ilişkiler teorileri, savaş ve güvenlik çalışmaları ile Türk dış politikasıdır. Doç. Dr. Aksu’nun bu alanlarda, aralarında ‘The Transatlantic Link in Turkey’s Middle Power Identity’, ‘İlkçağlardan Günümüze Haklı Savaş’, ‘Türkiye’de Güvenlik: Algı, Politika, Yapı’, ‘NATO’nun Stratejik Konseptleri’ başlıklı çalışmaları bulunan birçok yayını mevcuttur.

Infocast Projesi
Geleneksel Olmayan Güvenlik Çalışmaları
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Secopedia’da yayımlanan çalışmalarda ifade edilen görüşler yalnızca yazarlara aittir ve portal editörleri, yayın kurulu, Global Academy veya UİK tarafından onaylandığı anlamına gelmez.
© Global Academy. All rights reserved. Opinions expressed in works published by Secopedia belong to the authors and do not imply endorsement by the Global Academy, IRCT, Editorial Board, or the Editors.
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Designed and developed by brain.work