Secopedia

Akdeniz Diyaloğu

Soğuk Savaş’ın bitmesinin ardından İttifakın yakın çevresini kapsayacak ve işbirliğine dayalı bir güvenlik mimarisi oluşturmaya çalışan NATO, İttifakın çevresindeki bölgelere yönelik girişimlerini arttırmış ve Barış İçin Ortaklık Projesi gibi programlarla hem ittifakı çevre ülkelere tanıtmak hem de gelecekteki işbirliği mekanizmalarının temelini atmak istemiştir. 1994’de hayata geçirilmiş olan Akdeniz Diyaloğu, bu yeni güvenlik anlayışı çerçevesinde beş […]

Yazıyı Paylaşın

Soğuk Savaş’ın bitmesinin ardından İttifakın yakın çevresini kapsayacak ve işbirliğine dayalı bir güvenlik mimarisi oluşturmaya çalışan NATO, İttifakın çevresindeki bölgelere yönelik girişimlerini arttırmış ve Barış İçin Ortaklık Projesi gibi programlarla hem ittifakı çevre ülkelere tanıtmak hem de gelecekteki işbirliği mekanizmalarının temelini atmak istemiştir. 1994’de hayata geçirilmiş olan Akdeniz Diyaloğu, bu yeni güvenlik anlayışı çerçevesinde beş Akdeniz ülkesi ile NATO’nun işbirliğini mümkün kılan ve kolaylaştıran siyasi bir girişimdir. Akdeniz Diyaloğu’na katılarak NATO ile işbirliğine giren ilk ülkeler Tunus, Fas, İsrail, Mısır ve Moritanya’dır. 1995’te Ürdün, 2000’de de Cezayir’in eklenmesiyle Akdeniz Diyaloğu’na katılan ülke sayısı 7 olmuştur. Akdeniz’e kıyısı olan bir başka ülke Libya ise Kaddafi rejiminin tutumu ve sonrasında yaşanan iç savaş sebebiyle bu girişime dâhil olmamıştır. Akdeniz Diyaloğu, NATO ile diyalog ortakları arasında düzenli toplantılar aracılığıyla bilgi paylaşımını sağlamakta ve ortaklaşa yürütülecek siyasi, kültürel, ekonomik ve operasyonel işbirliği programları planlamaktadır.


NATO, Akdeniz Diyaloğu’nun ilkelerini yedi maddede özetlemektedir. Bunlar sırasıyla ayrımcılık yapmama, bireysel farklılaşma, kapsayıcılık, iki taraflı angajman, dayatma yapılmaması, tamamlayıcı ve karşılıklı destek ile çeşitliliğin dikkate alınmasıdır. Ayrımcılık yapmama ilkesi, tüm Akdeniz Diyaloğu ortakları arasında NATO ile işbirliği sürecinde ayrım yapılmayacağı ve eşitlik ilkesine göre hareket edileceğini vurgular., Bireysel farklılaşma ilkesi, NATO ile Diyalog ortakları arasındaki işbirliğinin, NATO ve Diyaloğun amaçlarına uygun olmak şartıyla, her bir Diyalog ortağının kendi güvenlik özel güvenlik ihtiyaçlarına göre şekillendirilebileceğini belirtmektedir. Kapsayıcılık ilkesi tüm ortakların işbirliğine dayalı bir güvenlik anlayışının hissedarları olduğuna dikkat çekmekte, iki taraflı angajman ilkesi ile de işbirliğinin danışma mekanizmaları aracılığı ile çift taraflı olarak yürütüleceğinin altını çizilmektedir. NATO’nun Diyalog ortaklarına herhangi bir dayatmada bulunmayacağını taahhüt eden örgüt, tamamlayıcı ve karşılıklı destek ilkesi ile İttifakın AB ve AGİT başta olmak üzere Diyalog Ortağı ülkelerle geliştirilecek diğer güvenlik mekanizmalarının destekleyicisi ve tamamlayıcısı olacağını duyurmuştur. Son olarak NATO, çeşitlilik ilkesi ile işbirliği sürecinde Diyalog ortağı ülkelerin kendilerine özel siyasal, bölgesel ve kültürel koşullarını dikkate alacağını ilan etmiştir.  

Akdeniz Diyaloğu ortakları harita üzerinde açık yeşille gösterilmektedir.
Kaynak: “Merkel backs NATO buildup in Eastern Europe”
https://www.dw.com/en/merkel-backs-nato-buildup-in-eastern-europe/a-19385342

Siyasi işbirliğini geliştirmek olarak yola çıkan Akdeniz Diyaloğu girişimi, zaman içerisinde etkinlik alanına pratik işbirliğini de ekleyerek, siyasi ve pratik işbirliği şeklinde tanımlanan iki temel sac ayağına sahip olmuştur. Siyasi boyut, 1997 Madrid Zirvesi’nde karar bağlanarak oluşturulan ve Kuzey Atlantik Konseyi gözetiminde görev yapacak olan Akdeniz İşbirliği Grubu tarafından yürütülmüştür. Bu birim 2011’de görevini tüm ortaklıklardan sorumlu olan Ortaklıklar Komitesi’ne bırakırken, işbirliği süreci NATO ile tek bir Diyalog ortağının katıldığı ikili ve NATO ile tüm Diyalog ortaklarının katıldığı çok taraflı toplantılar vasıtasıyla yürütülmektedir. Bu toplantılar dışında NATO’nun üst düzey yetkililerinin Diyalog ortağı ülkeleri ziyaretleri ile, büyükelçiler ve bakanlar düzeyindeki ziyaretlerle siyasi işbirliği mekanizmalarına işlerlik kazandırılmaktadır. 


NATO ile Akdeniz Diyaloğu ortak ülkeleri arasındaki pratik işbirliği, 2004 İstanbul Zirvesi’nden sonra hız kazanmıştır. Oluşturulan yıllık çalışma programlarının yaklaşık %85’i askeri alanlarla ilgili olup silahlı kuvvetlerin modernizasyonu, sivil acil eylem planlarının oluşturulması, kriz idaresi, sınır güvenliği, hafif silahların kontrolü, kamu diplomasisi, çevre ve bilim konularında işbirliği, danışma mekanizmaları aracılığı ile terörle mücadele ve nükleer silahların yayılmasının önlenmesi gibi başlıklarda işbirliği sürdürülmektedir. Akdeniz Diyaloğu ortakları pratik işbirliği kapsamında NATO/Barış İçin İşbirliği tatbikatlarına gözlemci olarak katılabilmekte, NATO’nun askeri birimlerini ziyaret edebilmekte ve NATO’nun akademik eğitim faaliyetlerine dahil olabilmektedirler. Pratik işbirliği alanları 2012 sonrasında daha da çeşitlenmiş olup Akdeniz Diyaloğu ortaklarının NATO’nun çeşitli işbirliği araçlarına erişimleri kolaylaştırılmıştır. Diyalog ülkeleri bu sayede Terörizmle Mücadele Ortak Eylem Planı, Sivil Acil Eylem Planı, Avrupa-Atlantik Doğal Afetlere Müdahale Koordinasyon Merkezi Programı gibi pek çok işbirliği mekanizmasına katılma imkanına kavuşmuşlardır. Akdeniz Diyaloğu çerçevesinde ortak ülkelerde NATO tarafından ikili işbirliği projeleri de yürütülmektedir. Örneğin, Mısır ve NATO arasında Barış ve Güvenlik İçin Bilim Programı kapsamında mayınların temizlenmesi projesi yürütülmüş, Tunus Özel Kuvvetlerinin NATO eğitim programları çerçevesinde yetiştirilmeleri sağlanmış ve Ürdün Silahlı Kuvvetlerinde kadınların daha fazla yer alması ve yetiştirilmeleri projeleri desteklenmiştir. 

28-29 Haziran 2004, NATO İstanbul Zirvesi fotoğrafı
Kaynak: https://www.nato.int/docu/comm/2004/06-istanbul/home.htm#NAC

Avrupa’nın ve Transatlantik bölgesinin güvenliği Akdeniz’le doğrudan ilgilidir ve Akdeniz’de yaşanacak istikrarsızlıklar kaçınılmaz olarak NATO İttifakının sorum bölgesini de etkileyecektir. Akdeniz Diyaloğu ile bu bölgenin güvenlik ihtiyaçları anlaşılmaya ve işbirliği mekanizmaları geliştirilmeye çalışılmıştır. Ancak Akdeniz Diyaloğu, kurulduğu günden itibaren pek çok sorunla uğraşmak durumunda kalmıştır. 1990’lı yılların ortalarında Doğu’ya doğru genişleyerek eski Varşova Paktı ülkelerini NATO’ya tam üye yapmak ve Balkanlardaki çatışmalarla uğraşmak durumunda kalan örgütün, Akdeniz Diyaloğu’na ayıracak zaman ve enerjisi kısıtlıydı. Öte yandan, İsrail ve Arap ülkeleri arasında yaşanan gerilimlerin artarak sürmesi de Akdeniz Diyaloğu’nun önündeki yapısal sorunlardan biri olarak gözükmekteydi. Öyle ki Diyaloğun Arap ortakları İsrail’le Arap ülkeleri arasındaki sorunlar çözülmeden herhangi bir işbirliğine girmek istemiyorlardı. NATO’nun Arap ülkelerinde ABD ile eş görülmesi de her biri sömürge geçmişine sahip ortaklık ülkelerinde siyasi ve işbirliğinin önünde önemli engellerdendir. Bir başka önemli sorun da NATO ile Diyalog ortakları arasındaki gündemin uzunca bir süre örtüşmemesi olmuştur. NATO için terörizmle mücadele, silahlanmanın kontrolü gibi sorunlar öncelikli iken Arap ortaklar ekonomik sorunlar, çevre ve Arap-İsrail gerilimlerini güvenlik gündeminin ön sıralarına yerleştirmişlerdi. Yaşanan sorunlar ve yapısal engeller sebebiyle Akdeniz Diyaloğu 2004’e kadar Barış İçin Ortaklık Projesi’nin elde ettiği başarıyı yakalayamamıştır. 2004 İstanbul Zirvesi’nden sonra Akdeniz Diyaloğu gerçek bir ortaklık seviyesine yükseltilmek amacıyla İstanbul İşbirliği Girişimi adı altında Körfez ülkelerini de içine alacak şekilde farklı bir biçime evrilmiştir. 


Okuma Önerileri:

  • Kitap: Gareth Mark Rinrow, Dialogue with the Mediterranean: The Role of NATO’s Mediterranean Initiative, New York, Garland Publishing, 2000.
  • Makale: Ian Lesser, Charlotte Brandsma, Laura Basagni ve Bruno Lété, “The Future of NATO’s Mediterranean Dialogue: Perspectives on Security, Strategy, and Partnership”, GMF The German Marshall Fund of the United States, Haziran 2018. https://www.nato.int/nato_static_fl2014/assets/pdf/pdf_2018_07/20180720_180713-GMF-future-med-dialog.pdf (Erişim Tarihi: 24 Kasım 2020).
  • Makale: Helle Malmvig, “Security through intercultural dialogue? Implications of the securitization of Euro-Mediterranean dialogue between cultures”, Mediterranean Politics, Cilt 10, No 3, 2005, s. 349-364.
  • Makale: Pierre Razoux, “NATO Mediterranean Dialogue at a crossroads”, NATO Defense College, No 35, Nisan 2008. https://www.files.ethz.ch/isn/55304/rp_35_eng.pdf (Erişim Tarihi: 24 Kasım 2020).

İzleme Önerileri

Yazıyı Paylaşın
Şevket Ovalı

Doç.Dr. Şevket Ovalı, Lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde 1996 yılında tamamlamıştır. Yüksek lisans derecesini Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’ndan, doktora derecesini ise Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’ndan alan Doç Dr. Ovalı, 2004’ten bu yana Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Bir süre Hollanda Maastricht University College’da lisans ve lisansüstü dersler veren Ovalı’nın başlıca çalışma alanları, uluslararası güvenlik, Türk dış politikası, Türk-Yunan ilişkileri ve Türk-Amerikan ilişkileridir. Doç. Dr. Ovalı, 2010’dan beri Uluslararası İlişkiler Dergisi’nin editörü olarak görev yapmaktadır.

Infocast Projesi
Geleneksel Olmayan Güvenlik Çalışmaları
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Secopedia’da yayımlanan çalışmalarda ifade edilen görüşler yalnızca katkı verenlere aittir ve portal editörleri, yayın kurulu, Global Academy veya UİK tarafından onaylandığı anlamına gelmez.
© Global Academy. All rights reserved. Opinions expressed in works published by Secopedia belong to the contributors and do not imply endorsement by the Global Academy, IRCT, Editorial Board, or the Editors.
2024 © Global Academy. Tüm hakları saklıdır. Designed and developed by brain.work